Tigin tarafından yazılmış tüm yazılar

HER ŞEY “TÜRKÇE”MİZ İÇİN!… ÖDÜL KÜLTÜR SANATEVİ

aysaltuk v. öntaş‘ın

ANA DİL sunumu

Her dil, kendini yaratan, oluşturan insan topluluklarının binlerce, milyonlarca yıl süren topluluk yaşamlarının ürünüdür, sonucudur.

            Bu özlü yanıyla diller, kendilerinin yaratıcısı olan toplumlara aittir. Dil kıyıcılığı yapanlar, yaşadıkları tarihsel sürecin kültür eksilmesinin özdeği (maddesi)  olduklarını bilmelidirler.

            Dillerin de insanlar gibi canlı varlıklar oldukları unutulmamalıdır. “Ana dil” ler, dirimsel (biyolojik) dillerin ağız boşluğundaki  yeteneklerinin en “kutsal” sonuçlarıdır. Ölen, öldürülen her bir insanla; bildiği dillerin de öldüğü, ustan (akıldan) çıkarılmamalıdır hiç!.. 

            Öyleyse diller, ait oldukları toplumların ellerinden alınmamalıdır. Tersine, o dilin ait olduğu topluluklarca kullanılmasının koşulları yaratılmalı; özendirilip, evrensel kültür mutfağında yerini alması sağlanmalıdır.

            …..Kazakistan’ın başkenti Alma- Ata yakınlarındaki Esik kasabasında yapılan kazılarda; üzerinde 26 harften oluşan Göktürk yazısı bulunan  gümüş bir kap, Türklerin tarih sürecindeki yazıyla olan yolculuğunun bilinen ilk halkasıdır. Bilim adamları bu kabın M.Ö. V. , 1V. yüzyıla ait olduğunu saptamışlardır. Dil biliimciler bu yazının Göktürkçe yazısının ilk (arkaik) dönemlerine ait olduğu yargısına varmışlardır.          Türklerde yazının M.Ö. V. yüz yılda kullanıldığının ilk yazılı belgesi olan bu tarihsel belge; Türk dilinin diğer diller içindeki konumunu, önemini belirtmeye yeterli olsa gerektir.

            Her toplum gibi Türkler de, üzerinde yaşadığımız anakaranın önemli bir gerçeğidir. Bu nedenle, binlerce yıllık kutlu bir dil geleneği olan ulusumuzun, söz varlığının giderek bozulma noktasında olması düşündürücüdür!

            Tarih, kendi dili için var olamayanların; birilerinin dillerinin yaşatıcısı durumuna düştüklerine çok tanık olmuştur.
            Dağarcığımızda bulunan her bir yabancı sözcüğün yerine “Türkçe” karşılıklarını koymanız, kullanmanız dileğiyle….”

aysaltuk v.öntaş

“MAVİ GEZEGEN” in Şairi TİGİN ORÇUN ÖNTAŞ –

Görüntünün olası içeriği: Orçun Öntaş ve Ünser Erdem Öntaş, yazı

 SELÇUKLU SALTUKLU TİGİNİ

MAVİ GEZEGEN” in

ŞAİRi, YAZAR

TİGİN ORÇUN ÖNTAŞ

 

fotoğraf ; Tigin Orçun’un Bilge babası

20 KASIM  2014, YAZARIMIZ  için  KAPKARA bir gün!..

 

Tek evladı, “MAVİ GEZEGEN” in  şairi, yazar tigin orçun öntaş‘ı40’lı yaşlarda toprağa verdikten sonra;

 yazarımızsevgili oğlu, 

tigin Orçun’un adını da kendi adıyla birleştirerek;

 Hem OĞLU’nun, Hem de kendisinin YAZINSAL yaşamını; Aysaltuk V.Orçun Öntaş olarak sürdürmektedir.

Çok erken yitirdiğimiz

Şair, Yazar TİGİN ORÇUN‘UN

TÜRK OĞUZ KOZMOGONİĞİNE  UYGUN GERÇEKLEŞTİRİLEN

ANITSAL KURGANI

 

tigin Orçun  Anıtsal Kurganının, Türk (Oğuz Name) İm’li  “Kozmogoniksel” Açılımı;

 

Tigin Orçun Anıtsal Kurganı

  BİLGİLENDİRME

 Tigin Orçun, Türk edebiyatında, Türkçeyi en iyi kullanan yazarlarımızdan biri olarak kabul edilen, ;  Türk Dilleri ‘yle Türk Edebiyatı Tarihçisi,   Ön (proto) Türkler Araştırmacısı, Eğitimci, Şair, Bilim, Sanat, Kültür insanı  yazar,  Aysaltuk V. Öntaş’ın tek çocuğudur…

 Baba Aysaltuk V.Öntaş; Türk Eğitimiyle edebiyat dünyasına onlarca eser kazandırmanın yanı sıra, Ana DilimizTürkçe”yle ilgili çeşitli bilimsel çalışmalar, sunumlar,  söyleşiler gerçekleştirerek, on binlerce katılımcının usunda, yüreğinde  “Ana Dilimiz Türkçe”yle ilgili bir duyarlılık oluşmasına katkıda bulunmuş, bilimsel, yazınsal çalışmalarını  kesintisiz sürdüren ışıtmacı  bir aydındır.

SUNUM 

Babasının bilimsel ve yazınsal eserleriyle; Büyük Ata’larının görsel, tarihsel, bulgusal birikimlerinin;  “KURUMSALbir yapı içinde korunaraktarihsel yolculuklarını eksilmeden, bozuma uğratılmadan sürdürmesi”amaçlıTaç”lı Tasarısını hayata geçirme çalışmaları sürecinde kalbine yenik düşen Genç SaltukluTigin’ininironik” öyküsünün ardından;  !..

 babası Aysaltuk v.orçun Öntaş tarafından oğlunun düşlerine, düşüncelerine uygun ” gerçekleştirilen;

SELÇUKLU YABGU  Saltukluları Torunlarından.  Tigin Orçun’un Anıtsal Kurganı

 

Anıtsal Kurgan’daGöksel İmgeler 

 

Anıtsal Kurganın Doğu (ön) Alnacı  –  Tigin Orçun Anıtsal Kurganı’ndaki Türk Kozmogonik Görseller

 

Tigin Orçun Öntaş; Mezopotamya başta olmak üzere, “KadimAnadolu topraklarında toplumsal aydınlanmanın, değişimin açkısı, yaratıcısı, dağarcığı olan  Selçuklu hanedan ailesinin üyelerinden

Saltuklular (1071 – 1202 ) ın ‘ son yabgu’su (hanı);   İnanç Biygu Melikşah Saltuk’un çocukları olan Çemişkezek (Han)ları  –sancakbeyleri– Saltuklularının torunlarındandır.

Erzurum’da İzzeddin Saltuk (Emîr Saltuk) Kümbeti

Tigin Orçun‘un Büyük Atalarından Selçuklu Yabgu (Hanı) larındanYabgu İnanç Biygu Tuğrul İzzettin Saltuk‘un onikinci yüzyılda yapılmış Erzurum‘daki Anıtsal Kurganı

 “Mavi Gezegen” in
Şairi
Selçuklu YABGU SaltukluLARTİGİN‘i
  yazar orçun öntaş’la ilgili

 GENEL 
 YAZINSAL SUNUM

Erken yitikliğinin sarsıcı ağrılarının ardından, heryıl adına düzenlenen;  “Mavi Gezegen” in Şairi, Yazar Tigin Orçun Öntaş Anadil TürkçeEDEBİYAT ÖDÜLLERİ ” ve tüm etkinliklerle birlikte, Tigin Orçun ÖntaşSosyal Sorumluluk Projeleriadlı yazınsal etkinliklerin tamamı; Aysaltuk V. Orçun  Öntaş  Asyatik Dilleri Bilim Merkezi tarafından “KURUMSAL”  olarak yürütülüp, sürdürülmektedir.

Tigin Orçun Öntaş çağdaş şiirin en bunalımlı döneminde, ayrık bir karşıtlık olarak  ortaya çıkan, Türk şiirinde, yaratıcısı, yazınsal oluşturucusu bilge şair, yazar, dil bilimci ve Edebiyat Kuramcısı  babasına (A.V.Öntaş) ait olan; şiirimizde “Yeni Bir Kuram” ve “Yazınsal Akım olarak da kabul edilen, Eytişim (Diyalaktik) sel  Özdekçi (Özdeksel) şiir akımının  öncülerindendir.      

        Tigin Orçun, yazınsal anlatılarında, kendi şiir örgüsünü yaratmış, kendi anlatılarına en uygun sessel, imgesel şiir tekniğini oluşturmuş az sayıdaki şairlerimizdendir.

         Erken yaşta yitirdiğimiz şair ve yazar Tigin Orçun öntaş; öğrencilik yıllarından başlamak üzere, eğitim-öğretimden arta kalan süreleriniülkemizin yazınsal belleği olarak da bilinen babasına  ait yayınevlerininedebiyatmutfaklarında bulunmuş; yazınsal edimlerle, birikimlerle  kendini çoğaltmıştır.

        Tigin Orçun öntaş, 1990 yılından itibaren, babasının kurduğu Hasat Yayınları, Orçun Eğitim Yayınları, İlk aşama Yayınları, İlay Yayınları ve  Ödül Yayınlarının yürütüm kadrolarında  yer almıştır.  Tigin Orçun, yazınsal üretimlerle, edebiyatla olan ilişkisini de hiç  ara vermeden, kesmeden sürdürmüş, coşkulu dizeleriyle kendi tekniğini oluşturmuştur.

         Doğasal, toplumsal karşıtlıkların şairidir Tigin Orçun öntaş. Kendi çizgisine yakın usta şairlerden çok ayrı bir yerden, AYIRT edilir karşıtlıklarla  seslenir okuyucusuna. Yersel bir şair olmaktan çok, bilinir, bilinmez gezegenlerin şairidir. Bu nedenle, okurları onu; “Mavi Gezegen in şairi olarak betimler, nitelerler.

        Tigin, aynı çizgideki şairler  gibi köylerden, ovalardan, sam yelinin geçtiği çiy düşmüş bozkırlardan, kardelenleriyle karları, dağların yamaçlarını öpen yalçın kayalıklardan, şehirlerden seslenmez salt.

        Sürecin usta şairleri gibi aynı sese, söze, geç, güç gelen her bir      karşıtlığa usunu, yüreğini bilinçle, dirençle yoğurur, kendine öz bir ses, söz, imgesel dizeleriyle karşı koyar.  Tigin, bir karşı  duruşun, direnişin  imgesiyle kucaklar her bir karşıtlığı…     İşçilerin, ekmek peşinde koşanların, öksüz, yalnız tüten yoksul evlerin dumanlarıyla geçer akşamları, aysız geceleri. Yıldırım, şimşek yüklü bulutların ışıklı yağmurlarıyla iner toprağa, yaprağa, sulara…

        En taçlı, seçkin kısa sözcüklerle oluşturur mavi dizelerini. Durgun su lotuslarının (nilüferlerinin) kut’sanmış renkleriyle gülümser halkının yaralı çocuklarına, emekçilerine…Toprağa sıralı düşmüş gelincikleri, karanfilleri , peygamber çiçeklerini kırmızılar nehirsel  imgeleri. Okyanus mercanlarının, şakayıklarının sesi olur. En asi ırmakların, gizemli sancıların çığılığıyla ışıklandırır, yakar kara karanlıkları. Okyanusların mavi soluğudur imgeleri Tigin Orçun Öntaş’ın.

        Suya, nehire, denize, okyanusa kıyısı olan her bir alıç, ardıç, ağaç gölgesinin kızıl gülüşü olur taç’lı dizeleriyle Tigin Orçun

Anlatılarıher gün’ün doğumunda, oluşumunda, yitiminde ;  ağacının yeşiline, dalına, gövdesine yaslanır;  çocuklarının yüreğine dokunur sessizce;  ırmak ırmak, nehir nehir bir ulu sonsuzluk içinde akar ; çoğalır atların, tayların toynaklarıylakanatlarıyla kınaladığı   bozkırlarını. İçli, yanık bir kavalın sesiyle sarar yüreği, örter, karla, doğmak, üretmekdirenmektanımlı yeni söylenceler  için…

yabguAySaltuk vakıf suyayınları

BİLİM KÜLTÜR İNSANI AYSALTUK V. ÖNTAŞ’IN YAZINSAL ÇALIŞMALARININ BİR BÖLÜMÜ

 

Aysaltuk v.Öntaş‘ın                                                       Yazınsal çalışmalarının Listesi

SÖYLENCE DİZİSİ      ( 5 ‘er forma )

  1. Ayun
  2. Akbörü
  3. Tankut İlinhan
  4. Baratay (Uluğata)
  5. Dil Ağacı

YAŞAMSAL KAYNAĞIMIZ    (B.Boy Resimli  24’er sayfa)

  1. Toprak Ata (1-2)
  2. Su Ata
  3. Ay Ata
  4. Yer Ata (1-2)
  5. Işık Ata

GENÇLİK DİZİSİ  (B.Boy Resimli  24’er sayfa)

  1. Beyaz Kurt    
  2. Karatay
  3. Yazgısızlar
  4. Berayçe’nin Çocukları
  5. Ilgım Ana
YAŞAM DİZİSİ     (5’er forma)    
  1. Bal Baba
  2. Kurtboğan
  3. Pars
  4. Kafes
  5. Dolunay

KURMACA DİZİSİ    (5’er forma) 

1– Kurt Yasası      2-Toprak Isınınca     3-Yurt       4-Çakır Kuşu      5-Obruk                          6- Örtün Bulatları Üstüme       7-Türküleri İlkyaza Yürüyordu                                                    8-Kavaklar Çıplaktı Oysa Dün  

 GÜLMECE DİZİSİ     (5’er forma)

  1. Buzağı
  2. Kuyu

DİNLENCE  DİZİSİ    (5’er forma)

  1. Ecehan
  2. Mukay
  3. Börçe
  4. İlksu
  5. Gökçe Kaan

      OYUN DİZİSİ   (10 Forma )

  1. Baysu (Kar Evi Çiçeği)

                ROMAN DİZİSİ

  1. Belgitay  (360 sf.)
  2. Sevi Atları  (380 sf.)
  3. Sonsu  (96 sf.)
  4. K. Gelincikleri  (128 sf.)
  5. Deli Türkü  (138 sf.)                                                                                                                                   6- Çöl Engereği   (420) 

                       

ŞİİR DİZİSİ  (5’er forma)                                                                                   

   1- Güneşle Döndük                                                                                                                                                   2-Benim Yaram Sargı Öksüzüdür.                                                                                                                     3-Bir Avuç Mavi                                                                                                                                                           4-. Ağaç Yurdun Elleriyse                                                                                                                                       5-Sevi Bozkırda Ağrılı Büyür                                                                                                                               6-Kar Gülüşü                        

  BİLİM DİZİSİ

  ( 48 ‘er sayfa,Teknik resim, grafik /  – (  -tasarım; Büyük Boy- )

  1. 1-Hava Atanın Çocuklar
  2. 2-Güneş Atanın Gezegen Çocukları                                                                                                       3.Su Atanın Okyanus Çocukları                                                                                                  4.Evrenin Öyküsü 
  3. 5-Işığın Gizemi                                                                                                                                          6.Uzay Havayuvar’ın Komşusu                                                                                                        7.İklim Geleceğimiz                                                                                                                    8.Kutuplarda Onüç Gün                                                                                                                 9.Yıldızları Adlarıyla Tanıyın
  4. 10-Suda Yaşayan On Gizemli Canlı
  5. 11-Suyla Oynayan On Gizemli Canlı
  6. 12-Dünün Dev Sürüngenler
  7. 13-Böcekler
  8. 14-Çevremizdeki Hayvanlar
  9. 15-Bitkiler
  10. 16-Karalar, Kıtalar
  11. 17-Sular, Okyanuslar
  12. 18Karadaki Canlılar
  13. 19Eskiçağ Etoburları
  14. 20Kara-Su Canlıları    

ARAŞTIRMA  // İnceleme

Toplayıcılıktan Günümüze Ana Diller                                                                                                   – Eskiçağ Uygarlıklarında “Arkaik” Dillerde Değişim                                                               – Saltuklularla Sarı Saltuk’un İlişkisi                                                                                                                    – Luvi Dilinin Ardılı olan “Asyatik” Uygarlıklar                                                                                          Türk Dilinin  Evrilişi                                                                                                                                                – Özleştirme Kılavuzu                                                                                                                                              – “Farkındalık” Çalışması                                                                                                                                       – Duyarlılık Yaratma  

yazarın Yazınsal çalışmalarının Listesi-II

HALK BİLİM (FOLKLORİK) ÇALIŞMA 

MALYA ” 1236 Malya Yenilgisi” Üstüne (Kültür Bakanlığı Destekli) Müzikal Çalışma)

 

MAVİ GEZEGEN ÖYKÜ DİZİSİ ( resimli 32 sayfa ) 3., 4., 5. sınıflara yönelik

  1. Çiftçi ile Karısı
  2. Yaşlı Köylü
  3. Beş Yüreksiz Adam
  4. Yoksul Köylü
  5. Aymaz Serçe 

GÖKKUŞAĞI MASAL DİZİSİ ( resimli 32 sayfa ) 2., 3., 4., 5. sınıflara yönelik

  1. Küçük Maymun
  2. Gecenin Armağanı
  3. Yurtçu Leylek
  4. Kurtların borcu

ÖYKÜ DİZİSİ ( resimli 32 sayfa )1., 2., 3. sınıflara yönelik

  1. Cingöz ile Tekir
  2. Asalak Guguk Kuşu
  3. Uğur Böceği
  4. Yalan Söyleyen Çocuk

MASAL DİZİSİ  (resimli 16 sayfa) 1., 2., 3. sınıflara yönelik

  1. Öfkeli Kral
  2. Tavşancık ile Kartal Kardeş
  3. Ala Kırlangıç
  4. Küçük Arı ile Küçük Gelincik

AYGÜN MASAL DİZİSİ (resimli 16 sayfa) 1., 2., 3. sınıflara yönelik

  1. Aygün’ün Düşü
  2. Aygün’ün Benekli Atı
  3. Aygün’ün Taklacı Kuşu
  4. Aygün Uzun yolda
  5. Aygün Ağaç Dikiminde
  6. Aygün’ün Armağanı
  7. Aygünle 7 Gün
  8. Aygün’ün Dönüşü

SUTAY İLE YASUKAY (resimli 16 sayfa) 1.,2.,3 sınıflara yönelik

  1. Sutay’ın ilk Günü
  2. Sutay ile Gökağaç
  3. Sutay’ın Dönüşü
  4. Sutay ile Kangru Şusa
  5. Sutay ile Karkuş
  6. Sutay ile Apakçay

DEBIRAK AMCA DİZİSİ (resimli 16 sayfa) 1., 2., 3. sınıflara yönelik

  1. Debırak Amca ile Ekin
  2. Debırak Amca ile Tuğça
  3. Debırak Amca ile Gürce
  4. Debırak Amca ile Yunca
  5. Debırak Amca ile Yazgün
  6. Debırak Amca ile Karca

TÜRK DİLİ DİZİSİ           

  1. Duyarlılık çalışması -2-
  2. Farkındalık – 2- “
  3. Özleştirme Kılavuzu (96 sf.)                                                                                                 4.Türkçemizin Öyküsü

 BİLİM DİZİSİ        

( 48 ‘er sayfa,Teknik resim, grafik tasarım; Büyük Boy- )

  1. Çocuklar
  2. Güneş Atanın Gezegen Çocukları                                                                                                         3.Su Atanın Okyanus Çocukları                                                                                                4.Evrenin Öyküsü                                                                                                                                       5-   Işığın Gizemi

6.Uzay Havayuvar’ın Komşusu    /   7.İklim Geleceğimiz  /  8.Kutuplarda Onüç Gün  /  9.Yıldızları Adlarıyla Tanıyın

  1. Suda Yaşayan On Gizemli Canlı
  2. Suyla Oynayan On Gizemli Canlı
  3. Dünün Dev Sürüngenler
  4. Böcekler
  5. Çevremizdeki Hayvanlar
  6. Bitkiler
  7. Karalar, Kıtalar
  8. Sular, Okyanuslar
  9. Karadaki Canlılar
  10. Eskiçağ Etoburları
  11. Kara-Su Canlıları

 

SÜREKLİ YAYIN

ASYA ALTAYLI ATALARIMIZ ANADORLAR

SÖYLENCESEL (MİTOLOJİK) ÇİZGİ ROMAN

-. ………………….

TAŞ DEVRİ İKİZLERİ                          (Çizgi roman 16 ya da 32 sayfa)                                                              –

  1. Kitap

             …….

             …….

  1. Kitap yazılı.

ödül kültür SANATEVİ

“Ana Dil” imizin,

toplumsal belleğimizin

     “yorulmayan”  DÜŞÜNCE  işçisi,

   YAZINIMIZIN  (edebiyatımızın)

   AKSAÇLI  bilgesi

Ağsal İçerik Tasarı;  2008’de Orçun Öntaş tarafından düzenlenmiştir.

                                                       YAZARIN                                                                YAZINSAL GÖRSELLERİNDEN                             BİR BÖLÜM

fotoğraf :  ekim 2018 – kırşehir / aysaltuk v.orçun öntaş

Bir Avuç Mavi-2.el - Vahap Öntaş - Anka Akademi Denizli

Fotoğraf açıklaması yok.

 

Fotoğraf açıklaması yok.

Fotoğraf açıklaması yok.

 

Aysaltuk Vahap Öntaş - Ana Sayfa | FacebookAysaltuk Vahap Öntaş - Home | Facebook

Aysaltuk Vahap Öntaş - Ana Sayfa | FacebookKurt Yasası - Vahap Öntaş | Nadir Kitap

GÜNEŞLE DÖNDÜK VAHAP ÖNTAŞ

 

 

 

Fotoğraf açıklaması yok.

Tankut İlighan Kağan 

OĞUZ‘UN KINIK YABGULARI

 

 Selçuklu Yabgu Saltukluları Tigin‘ i (şehzadesi) ;                                           “Mavi Gezegen” in şairi,                                                                                yazar Tigin Orçun Öntaş‘ın,                                                                            Oğuz Kozmogoniğine uygun gerçekleştirilen                                                                                                                                                                                                                                         Anıtsal Kurganı

 

Tigin Orçun Anıtsal Kurganı
                   Tigin Orçun,  Bilge şair ve yazar, Bilim Kültür Sanat İnsanı                 Aysaltuk V.Öntaş‘ın,     2014  Kasım’ında yitirdiği tek “evladı” dır.                                                                                 

  Mavi Gezegen”in Şairi                                                                        Yazar Tigin Orçun Öntaş  ( 1973 – 2014 )

 

 

EĞİTİM YAYINLARINDAN BAZILARI

Eğitim Yayınları;
– Hasat M. Dergileri   (43 adet)
– Orçun ölçme-değerlendirme T. Dergileri  (43 adet)
– İlk Aşama Dergileri   (43 adet)


– Çeşitli yardımcı ders kitapları

MASAL DİZİSİ

– Aygün Masal Dizisi ( 8 kitap  ilköğretim l., 2., 3. sınıflara)
– Sutay Masal Dizisi   ( 8   ”             ”                 ”        )
– Alkım Masal Dizisi  ( 4    ”     ”                  ”               )
– Işık Öykü Dizisi         ( 4    ”             ”                   ”     )

Müzik

aysaltuk v.öntaş‘ın

KÜLTÜR BAKANLIĞI  ONAYLI  MÜZİKAL  TASARISI

 Yazarın yazınla ilgili birikimlerinin dışında “fotoğraf“cılıkla “müzik” uğraşlarını da unutmamak gerek. O diğer sanatsal alanlarda olduğu gibi bu iki “kutlu” uğraşısını da “toplum”sallaştırmayı kotaranlardan.

         Müzik kulağı çok iyi olan Aysaltuk V. Öntaş müzik aletlerini kullanmada da oldukça başarılı. O kendi “felsefe”sinin, yaşadıklarının “ses”sel bir anlatımı olan çok sayıdaki “beste”nin de sahibi.
 2000 yılında  İAYM Yapım tarafından gerçekleştirilenMalya” adlı çalışma (müzikal tasarı), Kültür Bakanlığı‘nca da onanarak, destek görür. Tasarı içindeki  kendisine ait (söz-beste) parçaların seslendirmesini de yazar kendisi gerçekleştirir.

          Yazarca bu çalışmanın adının “Malya” olarak seçilmesi bilinçlidir. Çünkü yazarın üzerinde doğduğu bu topraklar (Malya Çölü) 1236’lı yıllarda aynı aileden iki kardeş ( Saltuklu -Salçuklu) Türk ordusunun karşılaşmasına sahne olur.  Bu kalkışma tarihe “babailer” kalkışması olarak geçer. Yazar bu çalışmasında, kendi yaşamıyla ilişkilendirdiği tarihimizdeki bu kalkışmayı toplumsal bir “Milat” sayar.
Malya” çalışmasının sunumundaki yazarın kendisine ait yazısını (sunumunu) yukarıdaki bölümlerde olduğu gibi aktardık. Anılan çalışmanın “Malya” sunumunda TRT Müzik Prodüktörü Nevzat Üçyıldız’a ait aşağıdaki  tanıtım (sunum) yazısını da olduğu gibi veriyoruz.

          “Düşünsel ve yaşamsal birikimlerini onlarca (masal, öykü, şiir, roman) yapıtla taçlandıran Aysaltuk Vahap Öntaş‘ın müziği de; yapıtlarındaki toplumsal kurgular gibi özgün ve etkileyici…
            Sanatçı Aysaltuk Vahap Öntaş müziğinde, yarım asırlık gövdesiyle doğasal ve toplumsal diyalektiği şiirselleştirerek seslere dönüştürmüş. Müziğindeki coşkulu, artımlı yükselişi; yazınsal çalışmalarında olduğu gibi insan ve doğa gerçekliği üzerine örmüş, kurmuş…
            Müziğindeki simgesel, ezgisel göndermeleri bir çığlığa dönüştürerek toplumsal bir işlev yüklenmiş. Aysaltuk Vahap Öntaş‘ın müziği, bir “oluşun” karşı duruşun; bir direnişin ve başkaldırının müziği Onu dinlerken ozansı söylemlerinin mi, yoksa ezgilerinin mi gövdenizi dağladığını ayrımsayamıyorsunuz.
            Sanatçının son şiir kitabı “Benim Yaram Sargı Öksüzüdür” ün,  belirtgesinde; -bir talancı, yıkamı karşıOLUŞUN -DURUŞUN” şiiri” olarak nitelendiriyor; yaptığı müziğin adını da “OLUŞUM MÜZİĞİ” olarak belirtiyor. 
            Onun müziği için bende aynı söylemi yineliyor; bu coğrafyadaki her türlü yıkıma, talana karşı bir karşı “DURUŞUN” müziğidir diyorum yaptığı müziğe. İnsan onun ezgileriyle, söylemleriyle karşılaşınca Anadolu halkının her birinin, niye birer Dedekorkut, Pirsultan, Hacıbektaş, Sarısaltuk, Yunus, Karacaoğlan, Köroğlu olduğunu daha iyi anlıyor, ayrımsıyor.
             Aysaltuk Vahap Öntaş’ın  müziği, toplumumuzun içinde yaşadığı yenilgi pisikolojisi için de, güçlü bir çığlık!..
            Müzik dünyasına, kendi tarzıyla gelen ve Anadolu kültür dokusunu özümsemiş, kucaklamış sayılı sanatçılardan biri Aysaltuk Vahap Öntaş… Hoş geldin aramıza, yolun açık olsun…

   Nevzat Üçyıldız
TRT Müzik Prodüktörü
Müzik ve Programları Yönetmeni 2000 Mayıs-Ankara

Malya

” Malya” adlı çalışma, sözle müziği Aysaltuk V. Öntaş’a ait 9 parçadan oluşmaktadır.
Çalışmanın alt “dolgu” müziği “senfonik”tir. Düzenlemeler Bora Akyol tarafından yapılmıştır.Parçalardaki etnik çalgı (keman, ud, gitar, nefesli çalgılar, az da olsa saz) ların “icra”sı TRT sanatçıları tarafından  gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın dağıtımını “Ada Müzik” üstlenmiştir. Çalışmanın ilk parçası “Az Sonra Güneş Doğacak” adlı yapıta da “klip” çekilmiş; -CD-Kaset-Klip- bu promasyonlar ülkedeki tüm radyo ve televizyonlara dağıtımı yapılmıştır. Çalışma ulusal ve özel kanalların radyo ve televizyonlarında yayınlanmıştır.
“Malya” çalışmasının içindeki parçaların bazı bölümlerinin sözlerini aşağıda örneklemek istedik:

Az Sonra Güneş Doğacak”                    “Maralım”
Koyaklar bekliyor seni                               Üç milyon yıldır kavgadaydılar
Açığa koyma gövdeni                                On milyon yıldır havadaydılar
Yarın şafakla bekle beni                           Aylı bir gecede havalandılar
Yiğidimsin aman deme                            Üçünü de birden vurdular

“Malya Çölü”                                              “Aysar”
…                                                                   …
Kopardılar yıldızları                                    Güneş doğar koyaklara gizlenir Aysar
Küstürdüler suları                                     Mavzerler ışıldar, taşlar ışıldar
Seni kimler yaraladı                                  Keklik olur, turaç olur izlenir Aysar
Söyle aman dayanamam                        Gökyüzü bulutlanır, dağlar bulutlanır

“Dün Akşam Çıkmışım Yola”                 “Dağlardayım Yine”
…                                                                    …
Gece olur kurt ulur                                     Dağlardayım yine kavgalardayım
Beni sırtımdan vurur                                  Bir çiçek gönder bana karanfil olsun
Göğsüm dışarda durur                             Yüreğim kurşun yemiş sevdalardayım
Seni dağda koymuşum                            Bir yel gönder bana güneyli olsun

“Yıkın Duvarları”                                        “Yönüm Sana Kanım Sana”
…                                                                     …
Yıkın şu duvarları, yıkın bu damları          Çınar gölge vermez bana
Yarim gelin olmuş, yarim gelin olmuş    Görüntüm puşt, izim puşt
Açın şu kapıları, salın karacaları               Sırtımı döndüm düşmana

Yarim elin olmuş, yarim gelin olmuş!      Namlu puşt, mermi puşt!


“Sesim Aktı Topraklara”                            

Sesim aktı yapraklara                              Bir alıç dibinde kuşum
Kanarım ben topraklara                          Kaçmışım yorulmuşum
Kandaşı oldum, kardaşı oldum             Yandaşı oldum, öçdaşı oldum
yoldaşı oldum kanımın                            aldaşı oldum kanımın

oy atıldım zındanlara                                oy bin alıç dikeni kurşun
çekildim sokaklara                                   bin alıç dikeni kurşun
ipleri koptu darağaçlarının                      almışım vurulmuşum
ışıtın sokakları                                            …..
vurdular çocukları
ölüler kına yakmaz
ayırın korkakları

Yazarın müziğinin omurgasını oluşturan yukarıdaki “söz”leri okuyunca; “Malya” çalışmasının sunum yazısını hazırlayan Yönetmen Nevzat Üçyıldız’ın  “yazar”la ilgili düşüncelerine ekleyecek bir söz kalmıyor doğrusu…

aysaltuk v.öntaşınMalyaMüzikal Çalışması  için kaleme aldığı

“YAZINSAL” SUNU

Her soylu oluşun, duruşun; ışığın önünde, tanıklığında oluştuğuna inanırdı babam. Güneş’e hiç sırtını dönmeyen, beyaz gülüşlü bir bozkır bilgesiydi. Dağarcığı, gönlü, güreli; dili, söylemi kekik, gelincik kokulu, dokulu bir “Kızılırmak”lıydı.     Toprak üstündebaba” gibi değil; “Atagibi dururdu hep. Kuşlar onun gibi konuşur, ağaçlar onun gibi yeşil yüklenirdi. Toprak ana onun gibi içlenir, göğüslenir; yel, su, bulut onun gövdesini taşırdı; o da Güneş’in.. 
          Çocuk düşlerimin ortasında, 
         “Bulutlar neden Güneş’e yakın dururlar baba?” dediğimde; beyaz gülüşüyle;    “Ay da yıldızlar da ona yakın durur. Kuşlar, bulutlar ona yakın uçarlar oğul! Toprak, su gözesi ona doğru akar; ağaçlar ona tomurcuklanır, dağlar ona bakar çiçeklenir; yılanlar, çıyanlar ona kıvrımlanır, karanlık ondan ürker, ihanet onun olmadığı yerlerde büyür, yürür. Kar’a beyazı o verir Sarı Çiğdem’im!” derdi. 
         Ben de yaşıtlarım gibi  Güneş’e yakın durmak için Yiğren dağının doruklarına çıkar; az ötemdeki Erciyes’e, Melendiz’e, Hırka’ya; çoğunlukla da Hasan dağına bakardım. Sırtımı babam gibi Güneş’e hiç dönmeyeceğime ant içerdim günbatımı yellerinin (rüzgarlarının) önünde. Sonra yönümü kuzeye döner, babamı her dönem alt üst eden Malya Ova’sını (çölü)’nü izlerdim her mevsim. Başımı yukarılara kaldırır, mavi boyunlu turnaların adımın ilk abecesini (harfini) göğün mavisine çizerek üstümden geçişlerini izler, sevinçle karşılardım. Göğsüm ilkyaz (bahar) toprakları gibi kabarır, kanatlanırdım yaz kuşları gibi.  
         Toprağın her oluşunda, uyanışında; flamingolarla ak göğüslü toylar, gri renkli çulluklar geçerdi Malya Ovası’nın güney ucundan Seyfe Gölü’ne, babamın yüzündeki gölgeleri derinleştirerek. Toprağın karnını yararak akan sularımızın kıyılarına duran kekliklerin, turaçların çığlıklarına düşerdi çocukluğum. Akreplere, çıyanlara öptürürdüm yaramı (!) Etlerimi sülüklere parçalattırırdım (!)..  
         Ak çizgili al bir atın üstünde, delice kuşlarının göğüs boşluklarından Malya Ovası’nın uçsuz bucaksız yeşilini gösterirdi babam.  
         “- Ay göğüslü, kar göğüslü Bozkır tayım; bak ovaya, bak ovaya!.. 
         Öfkemin öcümün üstüne “Malya” oturmuştur. Çabuk büyüyesin ki kaldırasın onu gösümün üstünden oğul! Derdi… 
         …Torosların yükseltilerinden yaralı bereli Hasan Dağı’nı, Ihlara’yı geçerek toprağımıza yorgun düşen ilkyaz yağmurlarını ilk bilinçli gövdemde duyumsadığımda; 68 kuşağının anakarayı kucaklayan sarsıcı söylemlerinin çığılığıyla karşılaşmıştım. İçimdeki sesin Malya’dan beslendiğini ayrımsamıştım. Dede Korkut’un dili dilimde,  Sarı Saltuk’un, Hacı Bektaş’ın, Yunus’un, Pir Sultan’ın eli gövdemde; Malya Ovası’nın göğe bakan yüzünde dizlerimin üstünde doğrulmuş, bilincimin üstündeki karanlık örtülerin sorumlularına baş kaldıranın bir “biz” olmadığımızı anlamıştım o gün. 
         18’lik gövdemle, Anadolu halkının 1240’lı yıllarda kendi ulus değerlerini, varoluşlarını, duruşlarını; başka ulusların (Acem-Arap) değerleriyle değiştirmeye kalkan Selçuklu Sultanı Gıyasettin Keyhusrev ll’ye karşı başlattıkları kalkışmada (isyanda) sultanın Frenklerden oluşan ordusu karşısındaki Malya Çölü “yenil”gilerini kucaklamıştım. İçimdeki en son “köylü”yü, Malya Ovası’ndaki Sekiz Yüz Yıllık Ulus çığılığının yanına bırakmış, kucağımda mor gülüşlerin gölgesiyle “Kızılırmak”ı geçmiştim tüm öç duygumla!.. 
         Sonraki günlerde yüreğimi, kendi kuşağımın ışıtmacılarının yüreklerinin yanına koydum. Düşlerini demir parmaklıkların dışında tutmayı başaranların gövdelerine doladım kollarımı. Soğuk demirlerin, kuşağımın bileklerine kenetlendiği ilk anı; ilk kurşunun kaypaklığını, dar ağaçlarında büyüyen beyaz gövdelerin mavi gölgelerini hiç hiç unutmadım.         
         Erken düşen gövdelerin ardılları olan ilkyaz sürgünlerinin seslerini öptüm dağlarda. Ak ışıltılı bozkır türkülerini kentlerin sessiz sokaklarındaki yalnız evlerin çatılarına taşıdım sonyaz güvercinleriyle. Varoşlardaki yoksul sofraların kıyısına tutunmuş ağıtların resimlerini çizdim dilimle, soğuk kış öfkelerine gömdüm ellerimi.        Yazdım mevsimleri alkımların diriliğinde, çevrimlerinde. Aylı gecelerin çalınmış gülüşlerini topraklarına eken insanları fotoğrafladım belleğime, yüreğime… 
         Sürülmüş karacalara, yılkılarından erken alınmış atlara, taylara dar ağacı kuranlara ilenen (beddua eden) toprağı esenledim hep. Bozkırların ağılanmış seslerini yıkadım. Işıltılı kar günlerinin çiğnenmemiş ezgilerini soludum üstümüze örtülü gecelerde. Gövdemdeki, yüreğimdeki söylenmemiş türküleri söyledim. Seyfe Gölü’nden çığlık çığılığa kalkan mavi boyunlu turnaların, Malya Ovası’nın topraklarını gölgeleriyle yıkayışını kovaladım. Milyon yıllık özlemim bildim, kucakladım çakır dikenlerini yaz sıcaklarında. Dağ kevenlerinin üstüne oturttum çığılığımı; kapattırmadım, açık tuttum yaramı hep!.. Baba İshak’ın, beyaz gülüşlü babamın “Malya” türküsünü dilimden düşürmedim, unutmadım dumanların acının giysisi olduğunu.  
         Belleğimdeki, yüreğimdeki bu soylu söğüt ağaçlarının niye gölgesiz Güneş’e dönük durduklarını anımsatmak istedim bu türkülerle sizlere…  
         Türkülerimizi söylemeniz dileğiyle. 
                                                        İlkyaz 2000 / aysaltuk v. öntaş.  

 

 

aysaltuk v.öntaş‘ın                                           KÜLTÜR  BAKANLIĞI  ONAYLI                                 MÜZİKAL  TASARISI

Yazarın yazınla ilgili birikimlerinin dışında “fotoğraf“cılıkla “müzik” uğraşlarını da unutmamak gerek. O diğer sanatsal alanlarda olduğu gibi bu iki “kutlu” uğraşısını da “toplum”sallaştırmayı kotaranlardan.                                                                                 Müzik kulağı çok iyi olan Aysaltuk V. Öntaş müzik aletlerini kullanmada da oldukça başarılı. O kendi “felsefe”sinin, yaşadıklarının “ses”sel bir anlatımı olan çok sayıdaki “beste”nin de sahibi.
2000 yılında  İAYM Yapım tarafından gerçekleştirilen “Malya” adlı çalışma (müzikal tasarı), Kültür Bakanlığı‘nca da onanarak, destek görür. Tasarı içindeki  kendisine ait (söz-beste) parçaların seslendirmesini de yazar kendisi gerçekleştirir.                                                                                Yazarca bu çalışmanın adının “Malya” olarak seçilmesi bilinçlidir. Çünkü yazarın üzerinde doğduğu bu topraklar (Malya Çölü) 1236’lı yıllarda aynı aileden iki kardeş ( Saltuklu -Salçuklu) Türk ordusunun karşılaşmasına sahne olur.  Bu kalkışma tarihe “babailer” kalkışması olarak geçer. Yazar bu çalışmasında, kendi yaşamıyla ilişkilendirdiği tarihimizdeki bu kalkışmayı toplumsal bir “Milat” sayar.

  “Malya” çalışmasının sunumundaki yazarın kendisine ait yazısını (sunumunu) yukarıdaki bölümlerde olduğu gibi aktardık. Anılan çalışmanın “Malya” sunumunda TRT Müzik Prodüktörü Nevzat Üçyıldız’a ait aşağıdaki  tanıtım (sunum) yazısını da olduğu gibi veriyoruz.

 

 

“Bilge Saltuk”                                                                                       Aysaltuk V.Öntaş’ın Müzikal Çalışmaları

BELGE

M E S A M                                                                                                TÜRKİYE MUSİKİ ESERİ SAHİPLERİ MESLEK BİRLİĞİ                              Halaskargazi Cad. No.364 Şişli /  İSTANBUL                                                           

Sayı : 227                                                          Tarih : 11 / 04 /2000

………………………………………………………………………………….

Firmanın  Ünvanı      :           İLK AŞAMA YAYINC.TURİZM-MÜZİK-                   ,,                                                 VİDEO-YAPIM ÜRETİM-DAĞITIM LTD.ŞTİ.

Adresi                    :  ADAKALE SOKAK 28/17 Yenişehir / ANKARA

Telefonlar              :  (0.312) 433 53 08 / 435 83 000

Ticaret Sicil No      :  57626

Firma Sahibinin adı Soyadı   :  —

Yetkili Temsilcisinin Adı Soyadı   :   A.V.ÖNTAŞ

Firmanın Hukuki Statüsü             :   Şirket

Kültür Bakanlığından yapımcı belgesi ve kod numarası almak üzere Birliğimize başvuruda bulunan yukarıda kimlik ve niteliği yazılı firmanın başvuru dilekçesi ve buna ekli belgelerinin incelenmesi sonucu yapımcı adayı niteliklerini taşıdığı tesbit edilmiş ve bu belge verilmiştir

MESAM 1987                                                                                       Yönetim Kurulu Başkanı                                                                         İmza Mühür

A.V.Öntaş’ın sözleri ve müzikleri kendisine ait olan bu ve benzeri çoklu “beste”lerinin büyük bir bölümü notalarıyla ve kendi sesiyle kayda alınmış “bant”ları; 1995’ten itibaren İşbankası Mithatpaşa Şubesi’nde kendisine ait özel “kasa”ya konulmuş olmasına karşın – Bilge Saltuk’un sık sık siyasi baskılar nedeniyle cezaevlerinde olması, tutulması nedeniyle- sonraki yıllarda  kasasında bulunan özel eşyalarıyla birlikte bu kayıtları da bilinmez ve anlaşılmız bir şekilde ortadan kaldırılmıştır. Bilge Saltuk’un bilimsel, yazınsal ve müzikal birikimleriyle tüm diğer birikimlerinin büyük bir bölümü, işbirlikçi yayınevleriyle, onun olmadığı dönemlerde, yine “bilindik biri”lerinin baskıları nedeniyle kendi çalışanları aracılığıyla    yağmalatılmış, ya da bir şekilde ortadan kaldırılmıştır.

Bilge Saltuk’un Devrimci Mücadelesi sırasındaki önder”liğiyle birlikte, Selçuklu Saltukluları Hanedan Ailesinin Lideri olması nedeniyle eşi, oğlu ve kendisinin üzerinde kurulan demokratik olmayan uygulamalar sırasında, ne kendisi, ailesi ve üretiminde bulunduğu bilimsel ve yazınsal hiçbir eseri “güven” de olmadı, olamadı. Bu süreçlerde sıkı konroller ve erk’sel baskılar yüzünden üzülerek söylemek gerekirse; ONUN birikimlerini “koruyacak” birilerinin olduğunu, bulunduğunu   söylemek çok zor. Sonuç olarak ne kurumsal ne de bireysel olarak hiç bir kimse  – bu süreci annemle birlikte yaşadığımız için- “dönemsel erksel” baskılar nedeniyle ortadan kayboldular..

Bu kitabım da, babamla ilgili bulabildiğim “belge”leri okurun bilgilerine sunarak, kalanlarının korunmasını babamın halkının yüreğine, aklına “emanet” ediyorum..

BELGE                                     T.C ANKARA 6.NOTERLİĞİ Tarih 21 /10 / 1999 Yevmiye No:26261 Bayındır Sk. No; 6/2 Kat: 1 . Yenişehir /Ankara

İş bu beyanname altındaki imzanın …. A.V.Öntaş’a ait olup huzurumda imzaladığını onaylarım……                                                          şekliyle tamamlanan işlem, aşağıdaki müzikal “eser”lerin A.V.Öntaş’a ait olduğunu gösterir belgedir.

KEKLİĞİ AFESE KOYDULAR                                                                                      Söz –Müzik : A.V.Öntaş

Kekliği kafese koydular (2) / Kanadını kolunu yoldular / oy oy oy oy oy oy / Beni Ankara’da yargıladılar / Ulucanlar’da kurşunladılar / oy oy oy oy oy oy

Oy Deniz idim Ulaş oldum / Ulaş’a kardaş oldum / Sokaklara koydular / Sokaklarda vurdular

Demirdendir direncin direkleri / Yakar çürütür bilekleri / oy oy oy oy oy oy / Namlu yılışığı çekirdekleri / Kahpece gövdeme gömdüler / oy oy oy oy oy oy

Nakarat (Oy Deniz idim…)

OĞUL DOĞURAN DAĞLARDA                                                                                          Söz-Müzik : A.V.Öntaş

Oğul doğuran dağlarda, dağlarda  /  Şafak beklerim, şafak  /  Vazgeçilmez sevdadır benimkisi, benimkisi /

Kurtlara sofra serdim / Kuzguna yavru verdim / Kuzguna oğul verdim /  Acıalı anayım ben../

Ardıç yüklü yamaçlarda, yamaçlarda / Gün olur akşamlarım, akşamlarım /  Şafak sevdadır benimkisi, benimkisi /

Nakarat (Kurtla

MARLIM                                                                                                               Söz-Müzik : A.V.Öntaş

Üç alev ağızlı turnaydılar / Oy karanlıkları ışıttılar / oy Maralım (3) / Ben de yaralandım (3)  //

Üç milyon yıldır kavgadaydılar / on milyon yıldır havadaydılar / Oy Maralım (3) / Ben de yaralandım (3)

Ay’lı bir gecede havalandılar / Oy üçünü de birden vurdular / Oy Maralım (3) / Ben de yaralandım (3)

 Üç mavi turnadan biri öldü / Oy üçü de birden gömüldü / Oy Maralım (3) Ben de yaralandım (3)

YIKIN DUVARLARI                                                                                                     (söz- Müzik; A.V.Öntaş)

Yıkın duvarları (2)  /  Yarim gelin olmuş (2)  /  Açım şu kapıları (2)  / Yarim gelin olmuş (2)  //

NRT.  Kırın şu prangalarımı /  Kırın şu kapıları / Yıkın şu damları / Yıkın şu duvarları  /  Yarim gelin olmuş  //

Çözün kelepçelerimi  /  Çözün bileklerimi  /  Yarim gelin olmuş (2)  /  Yıktılar umutlarımı (2)  /  Yarim gelin olmuş (2)  /  Nakarat

DAĞLARDAYIM YİNE                                                                                                                 (Söz – Müzik  : A.V.Öntaş)

Dağlardayım yine, kavgalardıyım /  Bir çiçek gönder bana, karanfil olsun  /  Yüreğim kurşun yemiş sevdalardayım  /  Bir yel gönder bana, güneyli olsun  / 

Nakr. Essin yel, yel essin  /  Yaralanmış gövdeme değsin

Çözün şakaklarımdaki yanan karları  /  Dökülsün çağlayarak, yazgımı açsın  /  Işıtsın yurdumun sokaklarını  /  Göklerie mavi kuşları salın

Nakrt. …….  ………

AZ SONRA GÜNEŞ DOĞACAK                                                                                 (Söz ve Müzik ; A.V.Öntaş)

Az sonra güneş doğacak  /  Senden yana, senden yana  /  Yel sel dökecek yarana  /  Aslanımsın aman deme

Ot ağaç örtüdür sana  /  Aman görünme düşmana  /  Umut ırmak kıyısında  /  Seni bekler aman deme

Koyaklar beklen seni  /  Açığa koyma gövdeni  /  Yarın şafakla bekle beni  /  Yiğidimsin aman deme

BELGE                             TÜRKİYE CUMHURİYETE                                                                                               ANKARA 6.NOTERLİĞİ  (Ankara 6.Noteri C.Gültekin SEYFİ  /  İnkilap Sakak No 371 yenişehir / Ankara Tel; 432 1335  / 4320904

Yevmiye No: 000420                                                    Tarih; 07/Ocak/ 2000

İş bu beyanname altındaki imzanın …. A.V.Öntaş’a ait olup huzurumda imzaladığını onaylarım……                                                          şekliyle tamamlanan işlem, aşağıdaki müzikal “eser”lerin A.V.Öntaş’a ait olduğunu gösterir belgedir.

SESİM AKTI TOPRAKLARA                                                                                            (Söz – Müzik; A.V.Öntaş)

Sesim aktı  yapraklara  /  Kanarım ben topraklara   (2)  /  Kandaşı oldum / Kardaşı oldum  /  Yoldaşı oldum kanımın…

Nakr. Oy atıldım zındanlara / Çekildim sokaklara / İpleri koptu darğaçlarının (2) Işın sokakları / Vurdular çocukları / Ölüler kına yakmaz / Ayırın korkakları (2)

Bir alıç dibinde kuşum / Kaçmışım yorulmuşum / Yandaşı oldum / Öç daşı oldum / aldaşı oldum kanımın   // Oy bir alıç dikeni kurşun / Bin alıç dikemin kurşun / Almışım vurulmuşum (2)

Nakrt.

Oy atıldım zındanlara / Çekildim sokaklara  (2) / İpleri koptu darağalarının (2)

AYSAR                                                                                                               Söz – Müzik : A.V.Öntaş

Güneş doğar koyaklara gizlenir Aysar  /  Mavzerler ışıldar, taşlar ışıldar (2)  /  Keklik olur, turaç olur izlenir Aysar  /  Gökyüzü bulanır, dağlar bulanır (2)

Nakrt. Kaldır başını yerden  /  Sesin gelir derelerden (ötelerden) (2)  /  Kalk Aysar kalk /  Kalk Aysar kurban olam  /  Kalk Aysar kölen olam  /   Kalk Aysar kavgan olam kalk… kalk…

Seker mermi gövdelere gömülür Aysar  /  Çığlıklar atılır, sesler delinir (2) /  Yedi gökten ürkü salar, bilinir Aysar  /  Eller tetik tutar, kurşun atılır (2)

Nakarat

Düşer teri topraklara karışır Aysar  /  Düşleri vurulur, sular kırılır (2)  /  Kara kına, kara ateş yakılır Aysar  /  Ay yıldız önünde ağıt tutulur (2)

Nakarat

MALYA ÇÖLÜ                                                                                                                    Söz-Müzik : A.V.Öntaş

Kopardılar yıldızları  /  Küstürdüler suları  /  Seni kimler yakaladı  /  Söyle aman, duyanamam dayanamam oy… (2)

Eğme beni Malya Çöl’ü  /  Atam  Saltuk çağırır beni (2)  /  Kirlettiler Seyfe’yi  /  Sular yanar ay ay ay ay ben kanarım…

İlicek’ten Malya’ya  /  Al köpüklü yol gider  /  Yolları dikenlemişler  /  Koşma aman, dayananan dayanamam oy  /  Seni kanda görmüşler  /  Söyle aman, dayanamam, dayanamam oy…

Nakarat

Yiğren’in başı duman  /  Düşmanlarım vermez aman  /  Tasalanma öcün komam  /  Kalk aman, dayanamam dayanamam oy (2)

Nakarat

DOĞ GÜNEŞ SABAHIMA                                                                                       

 Söz-Müzik : A.V.Öntaş

Doğ güneş sabahıma  /  Gece puşt, karanlık  (2)  /  Asılmışım yıldızlara  / Elim puş, kolum puşt

Yırtmışım bağrımı / Kesmişim göğsümü / Yönüm sana / Kanım sana (tamamı 2)

Çınar gölge vermez bana  /  Görüntüm puşt, ölüm puşt  /  Sırtımı döndüm düşmana  / Namlu puşt, mermi puşt

Nakarat

Ay çiçeğim, beyaz balım  /  Vuruldum, yirde kaldım  /  Sesimi sana saldım  / Ölüm puşt, kıyıcım puşt

Nakarat

Bitiş (Final)                                                                                                               Yönüm sana  /  Kanı sana

BELGE               T.C ANKARA 6.NOTERLİĞİ                                                                    Tarih 21 /10 / 1999                                       Yevmiye No:26260 Bayındır Sk. No 6/2 Kat: 1 . Yenişehir /Ankara

 

İş bu beyanname altındaki imzanın …. A.V.Öntaş’a ait olup huzurumda imzaladığını onaylarım……                                                          şekliyle tamamlanan işlem, aşağıdaki müzikal “eser”lerin A.V.Öntaş’a ait olduğunu gösterir belgedir.

 

BELGE

OLMASIN AKŞAMLAR                                                                                                 Söz-Müzik: A.Vapap Öntaş

Olmasın akşamla olmasın  /  Akşamla gülüm solmasın, yar  /  Yar görüpte saçını yolmasın yar 

Yarim için bir tutam acıyım  /  Yüreğinde geçmeyen sancıyım yar  / Gidip de, dönmeyen hancıyım  / Olmasın akşamlar, olmasın  /  Akşamla gülüm solmasın yar…

BELGE              T.C ANKARA 6.NOTERLİĞİ                                                                 

Tarih 17 /12 / 1999 ( 9; okunmuyor 8 de olabilir)                                       Yevmiye No: 31361

 Bayındır Sk. No 6/2 Kat: 1 . Yenişehir /Ankara

İş bu beyanname altındaki imzanın …. A.V.Öntaş’a ait olup huzurumda imzaladığını onaylarım……                                                          şekliyle tamamlanan işlem, aşağıdaki müzikal “eser”lerin A.V.Öntaş’a ait olduğunu gösterir belgedir.

MARALIM                                                                                                       Söz-Müzik : A.V.Öntaş 

Maral’ım parçası yukarıda görüldüğü gibi yanlışlıkla ikinci defa noterden tastiki yapılmış…

DÜN AKŞAM ÇIKMIŞIM YOLA                                                                  Söz-Müzik : A.V.Öntaş

Dün akşam çıkmışım yola  / Yollar tuzak kurmuş bana  / Aman aman aman aman aman   /  Ne olur bir ses ver bana (2)  /  Yolun izin yitirmişim  /  Aman aman aman aman aman

Nakr.  Gökte kuzgunlar döner  /  Niye yerler iner  /  Niye yollara iner  /  Niye sulara iner  /  Aman aman aman aman aman

Gece olur kurt ulur  /  Beni sırtımdan vurur  / Aman aman aman aman aman  /  Göğüm dışarıda durur (2)  /   Seni dağda koymuşum aman  /  Aman aman aman aman aman

Nakarat

Ay’ım yıldızım kanar  /  Dağlar benimle yanar  /  Aman aman aman aman aman  /  Düşman sen ben sanar (2)  / Seni dara düşürmüşüm  /  Aman aman aman aman aman

Nakarat

BELGE

OLMASIN AKŞAMLAR                                                                                                 Söz-Müzik: A.Vapap Öntaş

Olmasın akşamla olmasın  /  Akşamla gülüm solmasın, yar  /  Yar görüpte saçını yolmasın yar 

Yarim için bir tutam acıyım  /  Yüreğinde geçmeyen sancıyım yar  / Gidip de, dönmeyen hancıyım  / Olmasın akşamlar, olmasın  /  Akşamla gülüm solmasın yar…

BELGE              T.C ANKARA 6.NOTERLİĞİ                                                                 

Tarih 17 /12 / 1999 ( 9; okunmuyor 8 de olabilir)                                       Yevmiye No: 31361

 Bayındır Sk. No 6/2 Kat: 1 . Yenişehir /Ankara

İş bu beyanname altındaki imzanın …. A.V.Öntaş’a ait olup huzurumda imzaladığını onaylarım……                                                          şekliyle tamamlanan işlem, aşağıdaki müzikal “eser”lerin A.V.Öntaş’a ait olduğunu gösterir belgedir.

MARALIM                                                                                                       Söz-Müzik : A.V.Öntaş 

Maral’ım parçası yukarıda görüldüğü gibi yanlışlıkla ikinci defa noterden tastiki yapılmış…

DÜN AKŞAM ÇIKMIŞIM YOLA                                                                  Söz-Müzik : A.V.Öntaş

Dün akşam çıkmışım yola  / Yollar tuzak kurmuş bana  / Aman aman aman aman aman   /  Ne olur bir ses ver bana (2)  /  Yolun izin yitirmişim  /  Aman aman aman aman aman

Nakr.  Gökte kuzgunlar döner  /  Niye yerler iner  /  Niye yollara iner  /  Niye sulara iner  /  Aman aman aman aman aman

Gece olur kurt ulur  /  Beni sırtımdan vurur  / Aman aman aman aman aman  /  Göğüm dışarıda durur (2)  /   Seni dağda koymuşum aman  /  Aman aman aman aman aman

Nakarat

Ay’ım yıldızım kanar  /  Dağlar benimle yanar  /  Aman aman aman aman aman  /  Düşman sen ben sanar (2)  / Seni dara düşürmüşüm  /  Aman aman aman aman aman

Nakarat

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SUNU

“Düşünsel ve yaşamsal birikimlerini onlarca (masal, öykü, şiir, roman) yapıtla taçlandıran Aysaltuk Vahap Öntaş‘ın müziği de; yapıtlarındaki toplumsal kurgular gibi özgün ve etkileyici…
            Sanatçı Aysaltuk Vahap Öntaş müziğinde, yarım asırlık gövdesiyle doğasal ve toplumsal diyalektiği şiirselleştirerek seslere dönüştürmüş. Müziğindeki coşkulu, artımlı yükselişi; yazınsal çalışmalarında olduğu gibi insan ve doğa gerçekliği üzerine örmüş, kurmuş…
            Müziğindeki simgesel, ezgisel göndermeleri bir çığlığa dönüştürerek toplumsal bir işlev yüklenmiş. Aysaltuk Vahap Öntaş‘ın müziği, bir “oluşun” karşı duruşun; bir direnişin ve başkaldırının müziği… Onu dinlerken ozansı söylemlerinin mi, yoksa ezgilerinin mi gövdenizi dağladığını ayrımsayamıyorsunuz.
            Sanatçının son şiir kitabı “Benim Yaram Sargı Öksüzüdür” ün,  belirtgesinde; -bir talancı, yıkamı karşı “OLUŞUN -DURUŞUN” şiiri” olarak nitelendiriyor; yaptığı müziğin adını da “OLUŞUM MÜZİĞİ” olarak belirtiyor. 
            Onun müziği için ben de aynı söylemi yineliyor; bu coğrafyadaki her türlü yıkıma, talana karşı bir karşı “DURUŞUN” müziğidir diyorum yaptığı müziğe. İnsan onun ezgileriyle, söylemleriyle karşılaşınca Anadolu halkının her birinin, niye birer Dedekorkut, Pirsultan, Hacıbektaş, Sarısaltuk, Yunus, Karacaoğlan, Köroğlu olduğunu daha iyi anlıyor, ayrımsıyor.
             Aysaltuk Vahap Öntaş’ın  müziği, toplumumuzun içinde yaşadığı yenilgi pisikolojisi için de, güçlü bir çığlık!..
            Müzik dünyasına, kendi tarzıyla gelen ve Anadolu kültür dokusunu özümsemiş, kucaklamış sayılı sanatçılardan biri Aysaltuk Vahap Öntaş… Hoş geldin aramıza, yolun açık olsun…

Nevzat Üçyıldız
TRT Müzik Prodüktörü
Müzik ve Programları Yönetmeni
2000 Mayıs-Ankar
Aysaltuk v. Öntaş’ın                                                                Malya  Tasarısı

 

 

” Malya” adlı çalışma, sözle müziği Aysaltuk V. Öntaş’a ait 9 parçadan oluşmaktadır.
Çalışmanın alt “dolgu” müziği “senfonik”tir. Düzenlemeler Bora Akyol tarafından yapılmıştır.Parçalardaki etnik çalgı (keman, ud, gitar, nefesli çalgılar, az da olsa saz) ların “icra”sı TRT sanatçıları tarafından  gerçekleştirilmiştir.

Çalışmanın dağıtımını “Ada Müzik” üstlenmiştir. Çalışmanın ilk parçası “Az Sonra Güneş Doğacak” adlı yapıta da “klip” çekilmiş; -CD-Kaset-Klip- bu promasyonlar ülkedeki tüm radyo ve televizyonlara dağıtımı yapılmıştır. Çalışma ulusal ve özel kanalların radyo ve televizyonlarında yayınlanmıştır.
“Malya” çalışmasının içindeki parçaların bazı bölümlerinin sözlerini aşağıda örneklemek istedik:

Yazarın müziğinin omurgasını oluşturan yukarıdaki “söz”leri okuyunca; “Malya” çalışmasının sunum yazısını hazırlayan Yönetmen Nevzat Üçyıldız’ın  “yazar”la ilgili düşüncelerine ekleyecek bir söz kalmıyor doğrusu…

 

 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SUNU

“Düşünsel ve yaşamsal birikimlerini onlarca (masal, öykü, şiir, roman) yapıtla taçlandıran Aysaltuk Vahap Öntaş‘ın müziği de; yapıtlarındaki toplumsal kurgular gibi özgün ve etkileyici…
            Sanatçı Aysaltuk Vahap Öntaş müziğinde, yarım asırlık gövdesiyle doğasal ve toplumsal diyalektiği şiirselleştirerek seslere dönüştürmüş. Müziğindeki coşkulu, artımlı yükselişi; yazınsal çalışmalarında olduğu gibi insan ve doğa gerçekliği üzerine örmüş, kurmuş…
            Müziğindeki simgesel, ezgisel göndermeleri bir çığlığa dönüştürerek toplumsal bir işlev yüklenmiş. Aysaltuk Vahap Öntaş‘ın müziği, bir “oluşun” karşı duruşun; bir direnişin ve başkaldırının müziği… Onu dinlerken ozansı söylemlerinin mi, yoksa ezgilerinin mi gövdenizi dağladığını ayrımsayamıyorsunuz.
            Sanatçının son şiir kitabı “Benim Yaram Sargı Öksüzüdür” ün,  belirtgesinde; -bir talancı, yıkamı karşı “OLUŞUN -DURUŞUN” şiiri” olarak nitelendiriyor; yaptığı müziğin adını da “OLUŞUM MÜZİĞİ” olarak belirtiyor. 
            Onun müziği için ben de aynı söylemi yineliyor; bu coğrafyadaki her türlü yıkıma, talana karşı bir karşı “DURUŞUN” müziğidir diyorum yaptığı müziğe. İnsan onun ezgileriyle, söylemleriyle karşılaşınca Anadolu halkının her birinin, niye birer Dedekorkut, Pirsultan, Hacıbektaş, Sarısaltuk, Yunus, Karacaoğlan, Köroğlu olduğunu daha iyi anlıyor, ayrımsıyor.
             Aysaltuk Vahap Öntaş’ın  müziği, toplumumuzun içinde yaşadığı yenilgi pisikolojisi için de, güçlü bir çığlık!..
            Müzik dünyasına, kendi tarzıyla gelen ve Anadolu kültür dokusunu özümsemiş, kucaklamış sayılı sanatçılardan biri Aysaltuk Vahap Öntaş… Hoş geldin aramıza, yolun açık olsun…

Nevzat Üçyıldız
TRT Müzik Prodüktörü
Müzik ve Programları Yönetmeni
2000 Mayıs-Ankar
Aysaltuk v. Öntaş’ın                                                                Malya  Tasarısı

 

 

” Malya” adlı çalışma, sözle müziği Aysaltuk V. Öntaş’a ait 9 parçadan oluşmaktadır.
Çalışmanın alt “dolgu” müziği “senfonik”tir. Düzenlemeler Bora Akyol tarafından yapılmıştır.Parçalardaki etnik çalgı (keman, ud, gitar, nefesli çalgılar, az da olsa saz) ların “icra”sı TRT sanatçıları tarafından  gerçekleştirilmiştir.

Çalışmanın dağıtımını “Ada Müzik” üstlenmiştir. Çalışmanın ilk parçası “Az Sonra Güneş Doğacak” adlı yapıta da “klip” çekilmiş; -CD-Kaset-Klip- bu promasyonlar ülkedeki tüm radyo ve televizyonlara dağıtımı yapılmıştır. Çalışma ulusal ve özel kanalların radyo ve televizyonlarında yayınlanmıştır.
“Malya” çalışmasının içindeki parçaların bazı bölümlerinin sözlerini aşağıda örneklemek istedik:

Yazarın müziğinin omurgasını oluşturan yukarıdaki “söz”leri okuyunca; “Malya” çalışmasının sunum yazısını hazırlayan Yönetmen Nevzat Üçyıldız’ın  “yazar”la ilgili düşüncelerine ekleyecek bir söz kalmıyor doğrusu…

 

Katıldığı Etkinlikler

Katıldığı Etkinlikler   :
– Çeşitli özel televizyon programları
– TRT ( Akşama doğru -S.Levent- , İnt; diğer kanalları)
– Çeşitli radyo programları
– “Dil, Ana Dil Türkçe” konulu söyleşiler.
– Yazarın yapıtlarıyla ilgili söyleşiler, dinletilerle imza günleri

Yazar, yazınla ilgili çalışmalarını ara vermeden sürdürmekte, araştırmalarıyla bitmiş durumdaki “yapıt”larını yayına hazırlamaktadır.
Aysaltuk V. Öntaş’ın okurunu yeni “yapıt” larla taçlandırması dileğiyle…

Basında – Yazar Hakkında

 

 

kaynak : yazarla ilgili bazı  –ayrımlı – kurumların belgelikleri, belgeler, görüşler, dergiler, sunumlar,  akademisyen, bilim insanlarıyla, sanatçı, yazarların düşünceleri, görüşleri…

 

 YAZINSAL   BASINDAN …  

Aysaltuk v. Öntaş‘la ilgili  sunumlardan örnekler 

    

“Kusursuz bir toplumsal belleğe sahip yazar, “yapıtlarındaTürkçe‘yi  birvirtüözgibi kullanıyor. Kutluyorum !..
Prof. Halil Çivi (Dekan)
   “Yapıtlarında hiç emeklemeden, dizlerinin üzerinde sürünmeden; başı omuzlarının üstünde dimdik koşan bir ışıtmacı A.V. öntaş.”
Yazar Remzi İnanç
“…..Yapıtlarında, bir bakıma doğanındiyalektiği“ni şiirselleştiriyor  a.v.öntaş. …  “ ONU OKURKEN, DİNLERKEN Bir pastoral Senfoni” dinler gibi oluyorsunuz. İçiniz dışınız çiçekleniyor.”
Eleştirmen-Şair
Atilla Aşut

Yapıtlarında kullandığı şiirsel dil, Dede Korkut‘la yazınsal akrabalığını ele veriyor. Kutluyorum!..
Prof. İlhan Tomambay

…  (Aysaltuk Öntaş)   … Türk Dilleriyle ilgili bilimsel ve yazınsal çaba ve çalışmaları nedeniyle;  Ulusal ve Uluslararası  Edebiyat Dünyasında; Türkçenin Yaşayan ”  Yurttaşı olarak bilinenEğitimci,  “ Edebiyat ” ve Türk Dilleri Kuramcısı,  Tarihçi,  Proto (ön)  Türkler  Araştırmacısı, Şair ve Yazar ….  Aysaltuk Öntaş’ın  YARIM  ASIRLIK “Rüya”sı olan;
AVRASYA DİLLERİ ETİMOLOJİK KURULUMLARIYLA ilgili kendi adını taşıyan Bilim Merkezi’ni,  ANTALYA’da gerçekleştirme girişimi, Antalyalılarca da övünçlü karşılanmış, …. tüm çalışmalarını kucaklamışlardır. …
Prof.Dr. Mehmet Altunkaya ( Akdeniz Ünv. Rektör  Yardımcısı)

Aysaltuk v.Öntaş Bilim Projesinden

 

          Türk Dili ve Edebiyat Dergisi‘nin OCAK 2010 sayısında Aysaltuk V. Öntaş ile ilgili değerlendirme yazısında; aşağıdaki tanımlamalarla yazarın Türkçe birikimi anlatılmıştır.

          Aysaltuk V. Öntaş, Adem Terzi’nin “Ağaç Yurdun Elleriyse” hakkında YAYIN DÜNYASINDAN yazısı, Ödül Kültür Sanat Evi Yayını, Ankara 2009, 72 s.

 

YAZAR ÇALIŞMALARI BİLGİLENDİRME

Türk edebiyatında, Türkçeyi en iyi kullanan yazarlarımızdan biri olarak kabul edilen Türk Dilleri / Türk Edebiyatı Tarihçisi ve Kuramcısı, Ön (proto) Türkler Araştırmacısı, Eğitimci, Şair ve Yazar, Ödül Kültür ve Sanatevi Bölüm Başkanı Aysaltuk Vahap Öntaş,  ilişikteki yazınsal çalışmalarından da anlaşılacağı üzere; edebiyat dünyasına onlarca eser kazandırmanın yanı sıra, Ana Dilimiz Türkçe”yle ilgili çeşitli bilimsel çalışmalar, sunumlar yaptı; 10.000 saati aşkın söyleşiler gerçekleştirerek on binlerce katılımcının usunda, yüreğinde  Ana Dilimiz Türkçe”yle ilgili bir duyarlılık oluşmasına katkıda bulundu. 

TDK’nun aylık yayın organı olan TÜRK DİLİ DİL VE EDEBİYAT DERGİ’sinin ocak 2010 / 697. sayısındayazarımız Aysaltuk V. Öntaşla ilgili yapılan  bir sunumda ; 

“…(Aysaltuk V.) Öntaş,  gerçek bir dil bilinci ve duyarlılığıyla eserler ortaya koyantüm eserlerinde Türkçenin kendi olanaklarındankendi zenginliğinden yararlanan yazarlarımızdandır.” Vurgusu yapıldıktan sonra, 

            “ edebiyatın farklı türlerinde daha başka birçok eser veren Öntaş, BU ESERLERİNİN TAMAMINDA TÜRKÇENİN ÖĞRETİMİNİ HEDEFLEMEKTEDİR.Bunu yaparken de başka dillere başvurmadan yine Türkçenin kendi olanaklarından yararlanma yoluna gitmektedir. Eserlerinde çoğumuzun aslında bildiği ama nedense pek kullanılmayan (………..)…   gibi daha pek çok Türkçe söze yer vermekte, bunlarla da güzel ve kendi alanında YETKİN ESERLER ORTAYA KONULACAĞINI GÖSTERMEKTEDİR. (… ..)  gibi araştırma ve inceleme eserleri ve eğitime yönelik çeşitli yayınlarıyla burada adını sayamadığımız başka birçok eseri bulunmaktadır. Yazarın yukarıda sayılan eserlerinin adlarından bile üretkenliğinin yanı sıra dilimiz konusundaki duyarlılığı rahatça anlaşılabilmektedir. …. .. Eserlerinin başında ve sonunda Türkçenin kullanımına yönelik soruşturmalara da yer veren yazar, yine her eserinde, o eserde yabancıları yerine tercih ettiği Türkçe sözlere yönelik ayrıntılı dizinler de vermektedir. BUNLAR DA YAZARIN DİL DUYARLILIĞINI GÖSTERMESİ AÇISINDAN DİKKATE DEĞERDİR…..  Denilmekte, yazarın  yazınsal biçemi (uslup)’yle  dilsel birikimlerinin Türkçenin ana damarlarından beslendiğini, eserleriyle bilimsel çalışmalarını Türkçenin kendi öz kaynaklarıyla, olanaklarıyla taçlandırdığını okurlarına övünçlü duyurmakta;  yazınsal tüm eserlerinin Türk Dilinin doğru öğrenimiyle öğretiminde birer “ ÖRNEK “ lem oluşturduğunu yazmaktadır. 

Yazarımız Aysaltuk Vahap Öntaş,  Ana Dilimiz Türkçemizle ilgili birikimlerini, Ankara ilimiz başta olmak üzere yurdun ayrımlı bölgelerindeki eğitim kurumlarıyla illerimizin orta ve ilk öğretim okullarında söyleşiler, paneller, konferanslar, kitap günleri gibi etkinliklerle  paylaşmaktadır. 

Ana Dilimiz Türkçe ile tüm bilimsel çalışmaları, çabaları dil dostları, bilim insanlarıyla Türk Dil Kurumunca da övünçlü bulunan yazarımızın “ANA DİLİMİZ”le ilgili bu “gönüllü” etkinlikleri, İLLERİMİZDE BULUNAN ÖRGÜN EĞİTİM KURUMLARINDA; kurumsal yetkilerle gerçekleşmesi sağlanmaktadır.  

Türkçemizin çokça sorun yaşadığı bir süreçte, anadilimizin hedef kitlesi konumunda olan (akademisyen, öğretmen, öğrenci, veli) katılımcılar üstünde etkin ve kalıcı bir “FARKINDALIKyaratmakta; tüm bu bilimsel eserlerin, dil öğrenimiyle, öğretiminde kullanılmakta olanTeknik Araç Ve Gereçlerin yetkinleşmesine; katılımcılarınTürkçe Söz Varlıklarıyla; Türkçe kullanımlarının “ gelişmesi konusunda, etkili bir “DİL” bilinci oluşturmaktadır. 

ÖDÜL KÜLTÜR SANATEVİ 

Yazarın “dil“le ilgili duyarlılığı salt yazdıklarıyla, yapıtlarıyla da sınırlı değil hiç. Aysaltuk V. Öntaş’ın, 2000 – 2004 yılları arasında başkent Ankara başta olmak üzere, yurdun değişik kentlerindeki Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda, 20.000 saatı aşkın “Ana Dil – Türkçe – Bilim- yazın (roman, öykü, şiir, masal)  Dili – Eğitim-Öğretim dilimiz “ konulu bir söyleşi sürecini de unutmamak gerek.  

 Bu süreç yazarın daha önce oluşturduğu kendi okur kitlesiyle buluştuğu, kaynaştığı bir süreçtir. Dil bilincinin, yazar- okur bileşimiyle doruğa çıktığı bu dönem, yazara önemli yeni sorumluluklar yüklemiş, çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmıştır. 

Bu anlatılar. yapıtlar–  yazarın en olgun dönemlerinin sonuçlarıdır.  Onu daha iyi tanımak, değerlendirebilmek için “ilk” gençlik dönemlerini de irdelemek, bilmek gerekir.  

Yazar öğrenimini Ankara’da; A.İ.T.İ.Akademisini bitirerek tamamlar. Aysaltuk V. Öntaş’ın ilk gençlik-öğrencilik dönemleri önemli “toplum”sal çalkantılarla geçer. Siyasal tarihimizde önemli bir yeri olan (1970-1980) Askeri darbelerinin tanığı olmakla kalmaz; o da kendi yaşıtları gençler gibi; “Darbe“lerin –mağdurları-kurbanları- arasına sokulur. Çünkü yazarı bu süreçlerde “olay“lara tanıklık etmekten çok, bu toplumsal dönüşümlerin (gençlik-işçi hareketlerininateşli bir katılımcısı olarak görürüz. O kendi kuşağının (68’liler) üyeleri gibi  yine toplumun, kitlelerin önündedir her zaman. Kuşağının ağrılarıyla büyütür, besler acılarını.  

Yazar bu süreçlerde yaşadıklarını “Benim Yaram Sargı Öksüzüdür” şiir yapıtındaki dizeleriyle; kendinden sonraki kuşaklara coşkulu, yazınsal bir anlatımla aktarır. 

 ŞİİRİN DİZELERİ KAYMIŞ, DÜZELECEK…

“Deli türküm oy                                       Akrepleri öpmüşüm      

          

 Kanatsız delice kuşum                             Mor sırtlı çiyanları 

              Sıkmışım canımı kabında          örümcekleri 

         Sargısız tutmuşum yaramı                Ağısızlarına bakmamışım                    

         İlaçsızsağınsız koymuşum                               Yüz vermemişim 

                                sarı sıcaklara                                        dokuncasızlarına 

          Bakmışım bebeler  gibi                           Adı duyulmamış yeri      belirlenememiş                                                    

          Yalamışım kurtlar                                  mağralara girmişim 

                  Aslanlar                                           En koyu karanlıklarını                                              yılanlar gibi                                                       beklemişim 

         Buzlar, kabuklar bağlayıncaya değin                       Kızdırmışım geceyi 

           Uyumamışım, kırpmamışım gözümü                      Kızdırmışım karanlıkları 

           Kurtlandırmamışım yaramı                           En yabanıl yaratıkları 

                   bir kez de olsa                                               saldırtmışım üstüme 

         Duyarsın da çığlığımı                               Çıyanlara sokturmuşum yaramı 

         Çarmıha gerersin gövdeni diye                         En uz’una, ağzı kızılına…” 

           Ağısını emdirmişim yılanlara  

           Kara kara sülüklere 

  

         Bir “demokrasi-düşünce” eylemcisi olan yazar,  ülkesindeki toplumsal  “gel-git” lerin tarafıdır her zaman. Bu anlamda çok zor geçen süreçler yaşar yazar. Düşüncesi nedeniyle “dam“lara, “mapus“lara atılır. “İşkence” lerden geçirilir.  Halkının gövdesine “kir“, “yaradüşürüldüğü dönemlerde; yinedirenç“lidir, bilgedir o 

Böylesi dönemlerde de aşağıdaki dizelerde olduğu gibiöç” duygusunu bilemek, direncini artırmak için  Saltuklu Devleti’nin  kurucu Yabgu’su olan büyük “Ata“sı “Saltuk Bey” e döner yönünü. Sırtını ona dayar; ondan güç alır, onu kendi “kavga” sının  önderi bilir, sayar. 

“Saltuk atamın                             Öpmüşüm üç kez 

               yayını almışım sırtından           Alnıma tutmuşum 

         Kirişine yerleştirmişim yükünü               Güneş’e dönmüşüm yönümü 

         Üç okun üçünü de                                   Eğilmişim üç kez 

                   öcümle yıkamışım                                    taa sırtımdan 

           Çelik sırtını sıvazlamışım                                 belimden beri…” dizelerinde de anlattığı gibi  gerçek anlamda da “ölüm”le üç kez yüz yüze gelir. Böylesi acılı, ağrılı dönemlerde yine yüreğini büyük “ata”sının yüreğinin yanına koyarak “azrail”i çalımlar. Yaşama tutunur, halkının “kavga”sının yanında olmak, kalmak için. Bu “kavga” dolu yıllar onu biler; yaşadığı coğrafyanın insanı olmayı, kalmayı kotarır, başarır.  

 

Toplumsal “belleği” çok güçlü olan yazar, içinde yaşadığı toplumun “çözümleyici” sidir de; dirençli, dili, söylemi güçlü bir “bilge”liğin “giz”ini öğrenir, alır Anadolu insanının söz ustalarından; kendinden öncekilerin kaldırdığı kutsal bayrağın taşıyıcısı, değerlerinin savunucusu olur.  

Yazar, “toplumsal gel-git” leri tek başına yaşamaz hiç. Kişisel duygularını hiç bir zaman öne, açığa çıkarmaz. Kutsallarını,  “aşk”larını gizli tutar. Duygularının, “Toplumcu” görüşlerinin sonucu olan “kavga”sının önüne geçmesini istemez. Aşağıdaki dizelerde olduğu gibi insani bir “duygu” olan bu yoğunluğu   neredeyse  -kendinin, kavgasının- “ayıp”lısı sayar. Kendi duygusunun önüne durur, yine kendini “kendi”nin önüne atar, koyar. 

 

“…yokluğunun dikeni batmış yüreğime          tüfeğimin üstündeki elimdesin 

              gün batımlarına düşürmüşüm sensizliği     içimdeki ağılı dikende 

              kan kızıl akşamlara…                                            çekirdek çekirdek 

           bir bilinmez bulanık sulara                             ışıl ışıl kavga kavga 

           tutmuşum düşlerimi                               yanan namlulara sinmiş yasın       çakır dikenlerinin                                                doğru değil  bu               

         kaypak gülüşlerine                                              değil                                             sıralamışım kanımı                                            sen fazlasın bende 

                  canımı                                    kavgamın önündesin..”                                     

  

Yeri gelmişken yazarın Büyük Ata’sıyla ilgili bir bilgi sunmanın yararlı olacağını düşünüyoruz. Çünkü yazar kendini  büyük atasıyla öylesine özdeşleştirmiştir ki o yazarın bir tür enerji kaynağıdır. Onun her zaman atasına  sığınma duygusu bir umarsızlığın, ürkünün, ya da bir acınmanın sonucu olarak anlamdırılamaz; o yaşamsal tüm gücünü, direncini “Büyük Ata”sından aldığını düşünür. Onun en güçlü “direnç” gözesidir atası! İnancıyla taçlandırdığı her eylemin içinde, büyük “ata”sını yanı başına koyar, duyumsar. Her büyük eylemde büyük Atası Saltuk Bey’ledir. Onun “güç”lü yüreğini yüreğinin; elini, elinin yanında duyumsar. Sanlı “Kınık” boyunun Kavgadaki “duruşu”dur onun; “işkence”ler, “cezaevler”i bu büyük “enerji”yle aşılır, geride bırakılır.  

Saltuk Bey, Malazgirt Savaşından (l071) bir hafta önce Bizans İmparatoru Romen Diojen’in 20 bin seçkin şövalyesini Ani şehri önünde bozguna uğratan sanlı Selçuklu komutanıdır. Sultan Alpaslanla kan bağı olan bu Saltuk Bey; yazar Aysaltuk V. Öntaş’ın da büyük atasıdır. Bilindiği gibi bu “bey” Selçuklu ailesinin önemli isimlerindendir. 

Aynı zamanda Anadoluda kurulan ilk Türk Devleti olan Saltukluların  da yabgusudur (hanıdır). Saltuklu devleti yıkıldıktan sonra bu ailenin son yabgusu Melikşah’ın soyundan olanlar Tunceli yöresine yerleşirler. Bu aile İlhanlılar, Memluklüler, Kara Koyunlular, Ak Koyunlularla Osmanlı döneminde de bu yörede (Sakaman, Pertek, Çemişkezek) Çarsancak Beyleri; Erzurum Pasinler bölgesinde de  babadan oğula geçen sancak beyliklerini sürdürürler. Osmanlılar döneminde de babadan oğula geçen tek sancak beyliği bu (Melkişi) ailesine aittir. Çarsancak sancak beylerinden Baysungur han da yazar Aysaltuk V. Öntaş’ın yakın atasıdır. Yazarın bu alanda (Saltuklularla Ardılları)  adlı bir yapıtı da “İlay”yayınlarınca okuruyla buluşturulmuştur.            

 Yazar Aysaltuk V. Öntaş, Anadolu halkının aydınlanmasına dönük her zor  süreçlerin içinde  kesintisiz yerini alır. Bu nedenle de uzunca bir dönem siyasal yargılamalarla, sorgulamalara karşı karşıya bırakılır. Yazar her dönem olduğu gibi bu süreçleri de  

“geri” çekilmeden sürdürür.  

Onu 1980 sonrasında eğitim-öğretimin içinde görüyoruz. O artık olgun bir ışıtmacı olarak yayın yaşamına “yayıncı” olarak döner. Eğitim yayıncılığı döneminde Türk eğitimciliğine bir çok yapıtla katılır. Yazar bu dönemlerde eğitim-öğretim  yapıtlarının yanı sıra, edebiyatın çeşitli alanlarında da (Roman, öykü, öyküce -masal-, şiir, deneme, araştırma, inceleme) çeşitli ürünlerle yazınımıza (edebiyatımıza) katkıda bulunur.  

Yazar yine bu dönemde İlk öğretim okullarının tüm sınıflarına yönelik İlk Aşama Ünite Dergilerini, Hasat Matematik Dergilerini, Orçun Test Dergileri’yle çeşitli eğitim kitaplarını yeterli düzeydeki eğitimcilerle birlikte hazırlar, yayınlar. Bu yardımcı ders kitaplarının yurt genelinde tüm eğitim-öğretim okullarında yaygın bir şekilde kullanımını gerçekleştirir.  

Bu sayede milyonlarca ilk öğretim öğrencisinin yüreklerine, on binlerce öğretmenin belleklerine ulaşır. Öyküleriyle, masallarıyla, şiirleriyle onların sevgisini, beğenisini kazanır.          Yapıtlarında “Türkçe” mizin kullanımına dönük aşırı duyarlılığı aynı kesimlerce kısa sürede coşkulu bir çoğunlukla karşılık bulur, olur alır; desteklenir. Yazar bu süreci, “ana dil Türkçe”nin yabancı kökenli sözcüklere karşı savaşımının yeni bir düzleme taşındığı süreç olarak nitelendirir. Çeşitli nedenlerle dilimize giren yabancı kökenli sözcükleri; gündelik konuşma diliyle, eğitim-öğretim araçlarıyla yersiz, özensiz kullanmanın  “Türkçe”mizi büyük bir tehlikeyle karşı karşıya bıraktığı görüşünü bayraklaştırır. Bu konuyu her yerde işler, anlatır. Eğitim-öğretim çevresinden coşkulu bağlaşıklar kazanır, bulur. 

Böylesine yüreklendirici, duyarlı bir bağlaşıklıklar ortamından yükselen güçlü sesin, desteğin ışığıyla yazar;  ana dilimiz “Türkçe”yle ilgili çalışmalarını, “Türkçe”nin kullanımıyla ilgili araştırmalarını yoğunlaştırır.   Yapıtlarındaki sözcüklerle tümce yapılarının dokusunu, ana dilin kullanımına uygunluğu üzerine kurar. Onun kullandığı öz Türkçe, ana dilimize gösterdiği özen, duyarlılık;  öğretmenlerle öğrencilerin dışındaki kesimlerce de gözlerin  kendisine çevrilmesini neden olur. Yazar bu süreci coşkulu yığınsal kalabalıklarla taçlandırır. Alan çalışmasını büyütür, genişletir, konuyla ilgili değişik bölgelerde  “Türkçe”nin kullanımıyla ilgili çalışmalar yapar. Gittiği her yerde övünçlü bir duyarlılıkla karşılanır.       Aysaltuk V. Öntaş 2000-2004 yılları arasında sürdürdüğü  söyleşiler  süresince   yüz binlerce  katılımcının usuna belleğine “Türkçe” duyarlılığını yineler. Onları ana dillerine sahip çıkmaları konusunda uyarır, ana dilimiz Türkçemizin gerçek koruyucularının, yaşatıcılarının “kendi”leri olduğu konusunda uyarılarını sürdürür durmadan, yorulmadan        

Yazarın savunduğu  düşüncelerinin, düşlerinin köklerini, derinliklerini anlama, kavrama bakımından da bu yazıyı çok etkileyici buluyoruz;         

 “Her soylu oluşun, duruşun; ışığın önünde, tanıklığında oluştuğuna inanırdı babam. Güneş’e hiç sırtını dönmeyen, beyaz gülüşlü bir bozkır bilgesiydi. Dağarcığı, gönlü, güreli; dili, söylemi kekik, gelincik kokulu, dokulu bir “Kızılırmak”lıydı.     Toprak üstünde “baba” gibi değil; “Ata” gibi dururdu hep. Kuşlar onun gibi konuşur, ağaçlar onun gibi yeşil yüklenirdi. Toprak ana onun gibi içlenir, göğüslenir; yel, su, bulut onun gövdesini taşırdı; o da Güneş’in.. 

          Çocuk düşlerimin ortasında, 

         “Bulutlar neden Güneş’e yakın dururlar baba?” dediğimde; beyaz gülüşüyle;    “Ay da yıldızlar da ona yakın durur. Kuşlar, bulutlar ona yakın uçarlar oğul! Toprak, su gözesi ona doğru akar; ağaçlar ona topurcuklanır, dağlar ona bakar çiçeklenir; yılanlar, çıyanlar ona kıvrımlanır, karanlık ondan ürker, ihanet onun olmadığı yerlerde büyür, yürür. Kar’a beyazı o verir Sarı Çiğdem’im!” derdi. 

         Ben de yaşıtlarım gibi  Güneş’e yakın durmak için Yiğren dağının doruklarına çıkar; az ötemdeki Erciyes’e, Melendiz’e, Hırka’ya; çoğunlukla da Hasan dağına bakardım. Sırtımı babam gibi Güneş’e hiç dönmeyeceğime ant içerdim günbatımı yellerinin (rüzgarlarının) önünde. Sonra yönümü kuzeye döner, babamı her dönem alt üst eden Malya Ova’sını (çölü)’nü izlerdim her mevsim. Başımı yukarılara kaldırır, mavi boyunlu turnaların adımın ilk abecesini (harfini) göğün mavisine çizerek üstümden geçişlerini izler, sevinçle karşılardım. Göğsüm ilkyaz (bahar) toprakları gibi kabarır, kanatlanırdım yaz kuşları gibi.  

         Toprağın her oluşunda, uyanışında; flamingolarla ak göğüslü toylar, gri renkli çulluklar geçerdi Malya Ovası’nın güney ucundan Seyfe Gölü’ne, babamın yüzündeki gölgeleri derinleştirerek. Toprağın karnını yararak akan sularımızın kıyılarına duran kekliklerin, turaçların çığlıklarına düşerdi çocukluğum. Akreplere, çıyanlara öptürürdüm yaramı (!) Etlerimi sülüklere parçalattırırdım (!)..  

         Ak çizgili al bir atın üstünde, delice kuşlarının göğüs boşluklarından Malya Ovası’nın uçsuz bucaksız yeşilini gösterirdi babam.  

         “- Ay göğüslü, kar göğüslü Bozkır tayım; bak ovaya, bak ovaya!.. 

         Öfkemin öcümün üstüne “Malya” oturmuştur. Çabuk büyüyesin ki kaldırasın onu gösümün üstünden oğul! Derdi… 

         …Torosların yükseltilerinden yaralı bereli Hasan Dağı’nı, Ihlara’yı geçerek toprağımıza yorgun düşen ilkyaz yağmurlarını ilk bilinçli gövdemde duyumsadığımda; 68 kuşağının anakarayı kucaklayan sarsıcı söylemlerinin çığılığıyla karşılaşmıştım. İçimdeki sesin Malya’dan beslendiğini ayrımsamıştım. Dede Korkut’un dili dilimde,  Sarı Saltuk’un, Hacı Bektaş’ın, Yunus’un, Pir Sultan’ın eli gövdemde; Malya Ovası’nın göğe bakan yüzünde dizlerimin üstünde doğrulmuş, bilincimin üstündeki karanlık örtülerin sorumlularına baş kaldıranın bir “biz” olmadığımızı anlamıştım o gün. 

         18’lik gövdemle, Anadolu halkının 1240’lı yıllarda kendi ulus değerlerini, varoluşlarını, duruşlarını; başka ulusların (Acem-Arap) değerleriyle değiştirmeye kalkan Selçuklu Sultanı Gıyasettin Keyhusrev ll’ye karşı başlattıkları kalkışmada (isyanda) sultanın Frenklerden oluşan ordusu karşısındaki Malya Çölü “yenil”gilerini kucaklamıştım. İçimdeki en son “köylü”yü, Malya Ovası’ndaki Sekiz Yüz Yıllık Ulus çığılığının yanına bırakmış, kucağımda mor gülüşlerin gölgesiyle “Kızılırmak”ı geçmiştim tüm öç duygumla!.. 

         Sonraki günlerde yüreğimi, kendi kuşağımın ışıtmacılarının yüreklerinin yanına koydum. Düşlerini demir parmaklıkların dışında tutmayı başaranların gövdelerine doladım kollarımı. Soğuk demirlerin, kuşağımın bileklerine kenetlendiği ilk anı; ilk kurşunun kaypaklığını, dar ağaçlarında büyüyen beyaz gövdelerin mavi gölgelerini hiç hiç unutmadım.         

         Erken düşen gövdelerin ardılları olan ilkyaz sürgünlerinin seslerini öptüm dağlarda. Ak ışıltılı bozkır türkülerini kentlerin sessiz sokaklarındaki yalnız evlerin çatılarına taşıdım sonyaz güvercinleriyle. Varoşlardaki yoksul sofraların kıyısına tutunmuş ağıtların resimlerini çizdim dilimle, soğuk kış öfkelerine gömdüm ellerimi.        Yazdım mevsimleri alkımların diriliğinde, çevrimlerinde. Aylı gecelerin çalınmış gülüşlerini topraklarına eken insanları fotoğrafladım belleğime, yüreğime… 

         Sürülmüş karacalara, yılkılarından erken alınmış atlara, taylara dar ağacı kuranlara ilenen (beddua eden) toprağı esenledim hep. Bozkırların ağılanmış seslerini yıkadım. Işıltılı kar günlerinin çiğnenmemiş ezgilerini soludum üstümüze örtülü gecelerde. Gövdemdeki, yüreğimdeki söylenmemiş türküleri söyledim. Seyfe Gölü’nden çığlık çığılığa kalkan mavi boyunlu turnaların, Malya Ovası’nın topraklarını gölgeleriyle yıkayışını kovaladım. Milyon yıllık özlemim bildim, kucakladım çakır dikenlerini yaz sıcaklarında. Dağ kevenlerinin üstüne oturttum çığılığımı; kapattırmadım, açık tuttum yaramı hep!.. Baba İshak’ın, beyaz gülüşlü babamın “Malya” türküsünü dilimden düşürmedim, unutmadım dumanların acının giysisi olduğunu.  

         Belleğimdeki, yüreğimdeki bu soylu söğüt ağaçlarının niye gölgesiz Güneş’e dönük durduklarını anımsatmak istedim bu türkülerle sizlere…  

         Türkülerimizi söylemeniz dileğiyle. 

                                                        İlkyaz 2000 / aysaltuk v. öntaş.